Haber

Disk’in İstanbul’dan Ankara’ya yürüyüşü Kocaeli’ye ulaştı.

Haber: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: SADIK KARAKULOĞLU

Devrimci Personel Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) “Vergide adalet, gelirde adalet” sloganıyla İstanbul’dan Ankara’ya başlattığı yürüyüş Kocaeli’ye ulaştı. Yüzlerce personelin katıldığı yürüyüş sonunda DİSK Başkanı İstek Çerkezoğlu, “Hepimiz bu ülkede çalışıyoruz ve çalışarak ürettiğimiz değer, bu ülkenin 85 milyon insanını yaşatmaya fazlasıyla yetiyor” dedi. Yeter ki zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan, sürekli fakirden alıp zengine veren olsun.” “İktidarı veren bu düzen değişsin. Biz bu düzeni değiştirmeye geliyoruz” dedi.

Dün İstanbul’dan Ankara’ya “vergide adalet, gelirde adalet” talebiyle yürüyüşe başlayan DİSK, bugün Gebze’den Kocaeli’ye ulaştı. Yüzlerce işçinin katıldığı yürüyüşün ardından İnsan Hakları Parkı’nda açıklama yapan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Kocaeli’nin işçi sınıfı açısından önemine dikkat çekti. Çerkezoğlu şunları söyledi:

“YÜRÜYÜŞÜMÜZ HER ADIMLA BÜYÜYORDU: Dün İstanbul Kadıköy’de yürüyüşe başladık ama 2 gün 48 saat dolmadan yürüyüşümüz her adımla daha da büyüdü. Bizi İstanbul’dan Kocaeli’ye uğurlayan, karşılayan, işyerlerinden, fabrikalardan, tezgahlardan gelip sesiyle, nefesiyle aramıza katılan işçi arkadaşlarımızla birlikte büyüdü. Yürüyüşümüz, yürüdüğümüz her yerde, her adımda ‘Geleceğimizi aydınlatıyorsunuz’ diyerek bizimle birlikte yürüyen, hatta bir adım önümüzde yürüyen genç kardeşlerimiz ve genç çalışanlarımızla büyüdü. Yürüyüşümüzün her adımında, araçlarından korna ve ıslık çalarak bize destek verenler; Yürüyüşümüz kadınların her adımda balkonlarından el sallamaları, bizimle birlikte sokağa koşmaları, çaylarını, çorbalarını, sularını bizimle paylaşmaları, bize sarılıp sarılmalarıyla büyüdü. Yürüyüşümüz her adımda daha da büyüyordu.

MİLYONLARCA EMEKLİ İÇİN YÜRÜYORUZ: Yola çıkarken DİSK yönetimi olarak yalnız yürümeyeceğimizi söyledik. Her türlü haksızlığa, bu yüksek hayat pahalılığına ve maddi sıkıntılara karşı emeğine ve ekmeğine sahip çıkan tüm çalışan ve emekçilerin sesi ve nefesi yanımızda olacak dedik. Aslında yalnız yürümedik. Yürüyüşümüz, sadece DİSK çalışanlarımızın değil, sendikalı-sendikasız tüm sınıf kardeşlerimizin dayanışmasıyla her adımda büyüdü. Çünkü çalıştığımız işyerlerinde ve fabrikalarda bu ülkenin tüm fiyatlarını ve zevklerini üreten işçi sınıfı olarak ürettiğimiz değerden payımızı almak için bu ülkedeki tüm adaletsizliklere karşı yürüyoruz. Gelirde adalet için yürüyoruz. Bu yüksek enflasyon ve yüksek hayat pahalılığı karşısında alım gücümüzün her geçen gün daha da düşmesini önlemek için yürüyoruz, aynı zamanda emekli olan milyonlarca emeklinin sesi, nefesi olmak için yürüyoruz. gönlümüzün tacı olan ve o ucube sistemle uydurup tamamladıkları 7.500 liralık aylık maaşla ayakta kalmaya çalışan insanlar.

DÜNYANIN EN ADALETSİZ VERGİ SİSTEMİ TÜRKİYE’DE: İnsanca yaşamak için yürüyoruz. Alın terimizden her gün daha fazla kazanç elde edenlerin, kasalarını dolduranların ama emeğimizin karşılığını vermeyenlerin düzenini değiştirmek için çalışıyoruz, üretiyoruz, yürüyoruz. Yoksullukta hepimizi eşitleyen, açlık sınırının altında asgari ücrete layık görenlere karşı yürüyoruz. Bu enflasyon ve yüksek hayat pahalılığı karşısında TÜİK’in resmi bastırılmış enflasyon rakamlarına göre belirlenen adaletsiz vergi sistemine ve bu rakama göre fiyatlarımızın artmasına karşı yürüyoruz. Öyle bir vergi sistemi kurmuşlar ki dünyanın en adaletsiz vergi sistemi Türkiye’de. En zenginin, en yoksulun, işçi ve işverenin bir kilo patates veya domates alırken ödediği KDV, Özel Tüketim Vergisi gibi dolaylı vergiler, devletin topladığı verginin dörtte üçüne ulaştı.

OCAK AYINDA ÖDEDIĞIMIZ FİYATI KASIM AYINDA ALMAK İÇİN YÜRÜYORUZ: Bir ülkede dolaylı vergilerin oranı ne kadar yüksekse, o ülkedeki vergi eşitsizliği de o kadar büyük olur. Bu da yetmezmiş gibi hepimiz çalışırken, ücretimizi bile almadan vergilerimizi peşin ödüyoruz. Bu vergi oranları hem çok yüksek hem de vergi dilimleri bilinçli olarak düşük tutulduğu için hızla üst vergi dilimine giriyoruz ve sene başında 1.300 lira vergi ödeyen bir personel ekim ve kasım aylarında 3.500 lira vergi ödüyor. Böyle bir sistem yok. Ocak ayında aldığımız fiyatın aynısını Ekim, Kasım ve Aralık aylarında da almak için yürüyoruz. Bu çığlığı Ankara’ya taşımak için yürüyoruz. Bu adaletsiz vergi sistemini değiştirmek için yürüyoruz. Buradan emeğin başkenti Kocaeli’den Ankara’ya sesleniyoruz. Ülkeyi yönetenler vergilerini artırmak istiyorsa, daha fazla vergi toplamak istiyorsa personelin, işçilerin, halkın cebine bakmayı bırakmalıdır. Etrafına bakmasına izin verin. Kâr rekorları kıran şirketlere bakalım. Bankaların giderek artan bilançolarına baksın. Döviz korumalı mevduatlardan milyonlar kazananlara bakın.

ELLERİNİZİ MASADAN ÇEKİN: Artık yeter diyoruz. Artık ellerinizi soframızdan, ekmeğimizden, ailemizin geleceğinden çekin. Bu sesi, nefesi Ankara’ya taşıyoruz. İnanın yürüyüşümüz her adımda güçlenerek devam ediyor. Bu sistemin bize sunduğu bu durumun şans olmadığını biliyoruz. Bugünkü açlığın, yoksulluğun, işsizlik yüzünden gençlerimizin geleceğinin karartılmasının, fiyatlarımızın her geçen gün daha da düşmesinin, bu yoksulluğun, bu vergi adaletsizliğinin kader olmadığını biliyoruz. Tam tersi de mümkündür. Hepimiz bu ülkede çalışıyoruz ve çalışarak ürettiğimiz değer, bu ülkenin 85 milyon insanının insanca yaşamasına fazlasıyla yetiyor. Tercihler değişinceye kadar. Zengini daha güçlü, fakiri daha fakir yapan, sürekli fakirden alıp zengine veren bu sistem değişinceye kadar. Bu düzeni değiştirmeye geliyoruz. Bu düzeni değiştirmek için Ankara’ya yürüyoruz.

EN ONURLU MÜCADELE İŞ MÜCADELESİDİR: Bu onurlu mücadeleyi işyerlerinden başlayarak bu tür alanlara, meydanlara ve Ankara’ya hep birlikte taşıyoruz, taşımaya da devam edeceğiz. Yeryüzündeki en onurlu çaba, emek, ekmek ve küçük çocuklarımızın geleceği için verdiğimiz çabadır. Koşullar ne olursa olsun, iki yıldır tüm zorluklara rağmen bu çabamızı yürütüyoruz. Bugün yeni bir etapla, bu yürüyüşle Ankara’ya götürüyoruz. Bütün bu adaletsizlikler sona erene kadar eşitlik, adalet, barış ve kardeşlik içinde yaşadığımız, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlediği bir ülkeyi hep birlikte inşa edeceğiz. Demokrasi derken sadece beş yılda bir sandığa gitmeyi, oy vermeyi kastetmiyoruz. Demokrasi, başta personel sınıfı olmak üzere hepimizin kendi hayatımız hakkında karar verebildiğimiz, söz ve karar sahibi olduğumuz bir sistemdir. Onun için diyoruz ki demokrasi işçinin ekmeğidir. Adalet personelin ekmeğidir ve bu çabayı birlikte büyütüyoruz.

BU KADERİ HER ZAMAN BİRLİKTE DEĞİŞTİRECEĞİZ: Tekrar söylüyorum, yaşadıklarımız tesadüf değil. Bugün yaşadığımız bu zor durumu tam tersine çevirmek mümkün. Bu kaderi değiştirmek mümkün. Üzerimize dayatılan bu işsizliği, yoksulluğu, açlığı ortadan kaldırmak mümkün. Bu yürüyüş, bize kader olarak dayatılan bu düzeni tamamen değiştirmek için çıktığımız bir yürüyüştür. Bilelim ki, yürüdükçe, DİSK yürüdükçe, işçiler yürüdükçe, adımlarımız iç içe geçtikçe, her adımda omuz omuza duran dostlarımız, yoldaşlarımız, yoldaşlarımızla güçlendikçe bu kaderi birlikte değiştireceğiz. Aslında biz birlik olduğumuzda dünya hareket eder. Dünyanın ve ülkemizin tüm değerli ve güzelliklerini üretiyoruz. Yan yana geldiğimizde, birleştiğimizde, yürüdüğümüzde, bu çabayı genişlettiğimizde sadece ülkemize değil, dünyaya eşitliği, iyiliği, adaleti ve barışı getireceğiz.

DİSK ÇALIŞMALARINI SONUNA KADAR DEVAM EDECEK: Hem ülkemizde hem bölgemizde hem de tüm dünyada adaletsizliklerin arttığı bir dönemdeyiz. Bugün, Türkiye’de Anayasa Mahkemesi kararlarının bile tanınmadığı, önce Ukrayna’da, şimdi de Filistin’de yanı başımızda bulunan bölgemizde İsrail Siyonizminin saldırılarını ve Filistin halkına yönelik tüm katliamları bir kez daha kınıyoruz. Filistin işçi sınıfı, halkı ve sendikalarıyla dayanışma içinde olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz. DİSK ülkemizde, bölgede ve tüm dünyada adalet, barış ve kardeşlik için mücadelesini sonuna kadar sürdürecektir. Bunu buradan bir kez daha ilan ediyoruz. Dün İstanbul’dan yola çıktık. Dün gece Gebze’de, bugün Kocaeli’de sizlerleydik. Yarın sabah saat 09.00’da buradan tekrar yürüyüşümüze başlayıp Yalova’ya, oradan da Bursa’ya ulaşacağız. Daha sonra Cuma günü Bilecik ve Eskişehir üzerinden Ankara’da olacağız. Yol boyunca tüm personel arkadaşlarımızla buluşacağız.”

haber-ferizli.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

-
Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort